Serbest Düşüş

Buse Kuloğlu
2 min readMay 28, 2021

--

Yaprakların ezilme sesi ve rüzgarın uğultusuyla karanlıkta yavaşça yürüdüm.

Tenime soğuk değmiyor, kesiyordu. Ayaklarım geri geri gidecek gibi olsa da ilerliyordum. Kendimi karanlık bir kuyuda düşüyor gibi hissediyordum ve hiçbir zaman yere çarpmıyordum. Ellerimle yukarıya, kuyunun ağzına doğru uzanıp çok güçlü, uzun kollara sahip herhangi birinin ellerimden tutmasını bekliyordum. Ellerimden tutup beni yavaşlatması bile yeterdi, gün ışığına çekmesini beklemiyordum. Beklentilerim zamanla böyle böyle yok olmuştu. Ayağa yalnız da kalkarım diyerek istikrarla yoluma devam ettiğim günlerde de reddedeceğim bir el uzanmamıştı gerçi.

Ve kuyudaydım hala, durmadan düşüyordum. Üstelik arkada sevdiğim parçaların hoş melodisi ile düşüyordum. Her şeyin farkında olmak ya da her şeyin birdenbire farkına varmak insanda yere çarpmış hissi uyandırmalıydı ancak ben, ayağımın takıldığı o küçük taşın ardından sandığım gibi herhangi bir yere çarpmadım. Kendi kendimi kuyuya attım. Yaptığım hatalarla, yaşadıklarımla yüzleşmek veya göremediklerimi tekrar görmek istedim. Gözlerimle, kulaklarımla şahit olmak istemedim yaşanmışlıklara ancak böylesini beklemiyordum. Geçmişe gitmek, orada gezinmek, yeniden canlandırmak ve hepsinin kafamın içinde çok derin bir yerde gerçekleşmesini istemiyordum.

Nasıl bu hale gelmiştim, neden böyle olmuştu, neyi yanlış yapmıştım? Ne yapmalıydım? Kararsızlık ve belirsizlik büyük bir ağırlık katmıştı bana.

Kuyuda daha hızlı düşüyordum, adımlarımsa yavaşlıyordu. Nihayet duracak kadar yavaşladım. Çevreye bakınmadan kendimi yere bırakmak ve devrilmek istiyordum. Vücudum yalpalamaya başlamış, bacaklarım titriyordu. Beklediğim gibi oldu. Sırtım ıslak toprak ve yaprakların üstünde, kollarım göğsüme sarılı bir şekilde öylece uzanırken gözlerim gökyüzüne ilişti. Yıldızların parlaklığı ve dolunayın güçlü ışığı göğü aydınlatmaya yetmiyordu, kuyu ise hala kapkaranlıktı.

Yukarıya bakmaya devam ettim. Şimdiye kadar çekindiğim, korktuğum her şeyle hızlıca yüzleşmiştim. Bir elimi yoklamak istercesine toprağa indirdim, diğer elim istemsizce gökyüzüne uzandı. Her şeyi geride bırakıp yeni bir yola çıkmak için geç kaldığımı düşünüyordum ancak buna inanmıyordum bile. Bunu yapmaya, yeni bir yaşam için çabalamaya gücüm vardı. Yine de ısrarla bir şeyleri bekliyordum. Üstelik yalnız olmadığımı biliyor, gücü olduğu halde sırtı yere çarpmadan tutunacak yeni bir şeyleri olmasına rağmen benim gibi öylece bekleyenlerin olduğunu hissediyordum. Gecenin sonuna ilerledikçe, gün yaklaştıkça aydınlık da göğe hakim oluyordu. Ve hala oradaydım, karanlık kuyuda süzülüyordum.

Arkamda benim gibi birilerinin olduğu bilinciyle devam ettim.

Düşüyordum.

kaynak : https://www.pinterest.co.uk/pin/233553930663854384/

--

--